Grup Halaya
Vous souhaitez réagir à ce message ? Créez un compte en quelques clics ou connectez-vous pour continuer.
Le deal à ne pas rater :
Cartes Pokémon 151 : où trouver le coffret Collection Alakazam-ex ?
Voir le deal

MELEKLER

3 participants

Aller en bas

MELEKLER Empty MELEKLER

Message  tugba Ven 1 Juin - 20:47

MELEKLER


Melek, dini bir terim. Melek, birçok dinde inanılan semavi yaratıklara verilen isimdir. Meleklerin görevleri Tanrı veya tanrılara hizmet ve yardım etmektir. Meleklere inancın var olduğu her din ve inançta melek kavramına bakış farklıdır.
Bu makalede bir dini terim olan Melek genel bir biçimde incelenmiştir. Herhangi bir din veya inancın konu üzerine detaylı görüşü için o dine bağlı maddeye göz atınız.

İslam dininde melek
İslam dininde melek konusu hakkında daha fazla bilgi için İslam'da melek maddesine bakınız.
Meleklere inanmak İslam dini akidesinin bir parçasıdır, yani iman esaslarındandır. Buna göre İslam dininde meleklerin varlığına ve İslam dininin melek görüşüne inanmayan kişi iman etmiş olmaz. Konuya Kur'an'da 2/285 ve 2/177'de değinilmiştir.
İslâm dininde melekler, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, Allah'ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren ve gözle görülmeyen varlıklar olarak nitelenmiştirler. Ayrıca İslam inancında meleklerin nurdan yaratıldığına inanılır.
İslam dininde meleklerin iradeleri yoktur, yani eylemlerini kendi iradeleri, istekleri doğrultusunda yapmazlar. Günahsız olmalarının nedeni de budur - istekleri ve iradeleri yoktur.
İslam dininde, Kur'an'da veya hadislerde meleklerin sayıları ve çeşitleri tam olarak belirtilmemiştir. Yine de bazı melek çeşitleri ve görevleri gerek Kur'an'da gerekse hadislerde belirtilmiştir. İslam dininde özellikle dört büyük melek olarak anılan dört baş melek vardır. Bunlar: Cebrâil, Mîkâîl, İsrâfil ve Azrâîl'dir.

Musevilik'de Melek
Musevilik'de İbranice'si Malah olan melek, Tanrı tarafından belirli bir görevi yerine getirmek amacıyla yaratılan, günahsız yaratıklardır.
Museviliğe göre meleklerin cinsiyeti olmaz ve yemek içmek gibi ihtiyaçları da yoktur ancak görevleri icabı insan kılığına büründüklerinde bir cinsiyete sahip gibi görünebilirler ve bu durumdayken yiyip içebilirler.
Melekler doğrudan Tanrı'nın direktiflerine göre hareket ederler ve insiyatif kullanamazlar. Musevilikte başlıca büyük melekler şunlardır.
Mihael, Gavriel, Rafael, Uriel ve Ölüm meleği (Azrail) olan Malah HaMavet.
Talmud'un Bava Batra 16a bölümüne göre:
" (הוא שטן הוא יצר הרע הוא מלאך המות הוא שטן דכתיב)
Şeytan, Kötü dürtüler ve Ölüm meleği aynı şahsiyetlerdir. "
tugba
tugba
En iyi Halayci

Nombre de messages : 317
Age : 40
Date d'inscription : 29/03/2007

http://www.ravda.net

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty melekler...

Message  tugba Ven 1 Juin - 21:01

Melekler Nasıl Varlıklardır?

Melekler Allah'ın nurdan yarattığı, gözümüzle göremediğimiz ruhanî varlıklardır. Melekler, sırf hayır işlemek ve Allah'a ibâdette bulunmak için yaratılmışlardır. Kötülük yapmaya kabiliyetleri yoktur. Çünkü Allah onlara, şehvet ve gazap gibi kötülüğe itici duygular vermemiştir. Meleklerin bizim gibi yemeleri içmeleri, yatıp uyumaları, evlenip çoğalmaları da yoktur. Onlar için erkeklik - dişilik söz konusu değildir. Gökte, yerde, her tarafta bulunurlar; kısa zamanda en uzak mesafeleri aşıp gitmeye, diledikleri şekil ve surette görünmeye güçleri yeter. Allah, onlara bu kuvveti vermiştir. Melekler, gece gündüz Allah'a ibâdetle, zikir, tesbih ve takdîs ile meşgul olurlar. Bu, onların gıdası hükmündedir. Allah'a asla isyan etmez, onun emirlerinden zerre kadar dışarı çıkmazlar. Mâsum ve itâatlidirler.

Melekleri Neden Göremiyoruz?

Melekler nurdan yaratılmış lâtif cevherler, ruhanî varlıklar oldukları için, aslî hüviyetleri ve gerçek mâhiyetleri ile insan gözüne gözükmezler. Görme kabiliyetimiz, melekleri görebilecek şekilde yaratılmamıştır. Ancak Cenâb-ı Hak Peygamberlerine, melekleri görme kabiliyetini verdiğinden, onlar melekleri hakikî şekilleri ile görebilmişlerdir. Melekleri hakikî mâhiyetleri ile göremememiz ve 5 duyumuzla hissedemeyişimiz, onların yok oldukları iddiasını gerektirmez. Duyu organlarımızın maddî âlemde kendi dahi hissedemedikleri pek çok şey vardır. Kulağımız çok tiz ve çok pes sesleri işitmez. Bugün varlığı âletlerle tesbit edilen ışık dalgalarının hepsini, hele röntgen ve ültraviyole ışınlarını gözle görebilseydik, dünyayı şimdikinden çok başka şekilde tanıyacaktık. Biz daha kendi âlemimizdeki tezahürlerin hakikatına vâkıf değilken, Cenâb-ı Hakk'ın yarattığı nâmütenâhî âlemlerdeki nâmütenâhî hâdiselerin varlığını nasıl inkâr edebiliriz? Demek ki bir şey'i gözle görememek, o şey'in yok olduğuna delil olmaz. Gözle göremediğimiz pek çok şey var ki, o şey'in vücudunu aklımızla, ilim ve tecrübe ile, deneylerle kabûl ediyoruz. İşte, melekler de gözle göremediğimiz halde, varlığını kabûl ettiğimiz nesnelerdendir.

Meleklerin Vâr Olduğuna Neye İstinâden İnanıyoruz?


Meleklerin varlığını, başta İslâm, bütün semavî dinler haber vermiş, Peygamberler onları hakikî hüviyetleriyle görüp kendilerinden vahiy almışlardır. Kur'an ve diğer mukaddes kitablar da meleklerin varlığından bahsetmişlerdir. Bütün bunlar, meleklerin varlığına, gözle görmek gibi kesin bir delil teşkil ederler. Bütün Hak dinlerin ve Peygamberlerin varlığında ittifak ettiği; Peygamberimizin ve Kur'an'ın varlığını haber verdiği meleklere "gözümle göremiyorum" diye inanmamak, büyük bir cehalet ve inkârdır. Allah'a inanan bir kimse için, Meleklere inanmamak söz konusu olamaz.

Meleklere İmanın, İman Esasları İçindeki Yeri Nedir?

Meleklere îman, îman esasları içinde mühim bir yer işgal eder. Çünkü melekler, Allah'tan aldıkları İlâhî vahyi peygamberlere ulaştıran birer elçi durumundadırlar. Bu bakımdan vahye ve peygamberlere inanmak, önce onlara vahyi ve peygamberliği getiren meleklerin varlığına inanmayı gerektirmektedir. Meleklere inanmamak, peygamberlere de inanmamayı netice verecektir. Meleklere îmanın Allah'a îmandan hemen sonra zikredilmesinin sebebi de budur.

Melekler Kaç Gruba Ayrılır, Vazifeleri Nelerdir?

Melekler başlıca 3 grupta toplanabilir:
1. İlliyyûn - Mukarrebûn melekleri,
2. Müdebbirât melekleri,
3. İnsanla alâkalı melekler...
İlliyyûn - Mukarrebûn Melekleri:
Bunlar her an Cenâb-ı Hakk'ı zikirle, O'nu noksan sıfatlardan tenzihle ve her türlü kemâl vasıflarıyla takdîsle meşguldürler. Allah'ın mârifeti ve muhabbeti içinde kendilerinden geçmiş haldedirler.
Müdebbirât Melekleri:
Bunlar kâinatı idare eden, düzenini, nizam ve intizamını te'min eden İlâhî Kanunları tatbik ile vazifeli meleklerdir. ċlemde, Allah'ın irâde ve kudretinin tecellilerine nezaretçi ve seyirci durumundadırlar.
İnsanla İlgili Melekler:
Bu meleklerin başında Cebrâil (as) gelir. Vazifesi, İlâhî vahyi peygamberlere ulaştırmaktır. Bu sebeble, ona Vahiy meleği de denir. İnsanla alâkalı meleklerin diğer bir görevi de, Allah'ın Peygamberlerine ve salih kullarına kuvvet vermek, sıkıntılı ve üzüntülü zamanlarında onları teselli etmek, mâneviyatlarını yükseltmek, gerekirse fiilen yardım yapmaktır. Asr-ı Saâdette cereyan eden Bedir, Uhud ve Huneyn harblerinde meleklerin mü'minlere fiilen yardım ettiklerini Kur'an bize haber vermektedir. İnsanla alâkalı meleklerin bir başka görevi de, insanlara iyi ve hayırlı şeyleri telkin etmek, böylece onların doğru yola girmelerini, ruhen yükselmelerini sağlamaktır. Bu kısma giren meleklerden bâzılarının özel vazifeleri vardır:
Hafaza Melekleri:
Her insanda hafaza adlı iki melek vardır. Bunlar insanların iyi-kötü her türlü hareketlerini, söz ve davranışlarını yazarlar. Kur'an'da bu meleklere Kirâmen Kâtibîn ismi verilir.
Münker - Nekir Melekleri:
Öldükten sonra insanı kabirde sorguya çeken, "Rabbin kim, dînin ne, peygamberin kim?" gibi sualleri soran meleklerdir.
Azrâil (as):
İnsanların ruhlarını kabzetmek, bedenlerden çekip almak ile vazifelidir. Melekü'l-Mevt, yani, ölüm meleği adı da verilir.
Mîkâil (as):
Rızıkları sahiplerine ulaştırmak ve yağmur, rüzgâr gibi tabiat hâdiselerini Allah'ın irâdesine göre düzenlemekle meşgul melektir.
İsrâfil (as):
Sûr adı verilen boruyu öttürüp kıyâmetin kopuş zamanını ilân ile vazifeli melektir. İsrâfil (as) kıyâmetin kopup kâinatın yıkılmasından ve bütün canlıların ölümünden sonra, Sûr'a ikinci bir defa daha üfleyecek, bu üfleyişle insanlar dirilerek kabirlerinden kalkacak, Mahşer meydanında toplanacaklardır.


En Büyük Melekler Nelerdir?

En büyük melekler 4 tanedir. Bunlar da Cebrâil, Mîkâil, İsrâfil ve Azrâil Aleyhimüsselâm'dır. Bunların vazifelerinin ne olduğunu yukarıda zikrettik.

Meleklere İmanın İnsan Hayatına Verdiği Faydalar Nelerdir?

Meleklere îmanın insan psikolojisi üzerinde müsbet te'sirleri vardır. Bunlardan birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Her insan, kıymetli bir sözünün veya işinin veya bir kabiliyetinin unutulup gitmesini önlemek, takdir edilmesini sağlamak için, şiir yazarak, kitab hazırlayarak, yahut başka san'at dallarına kendini vererek o söz, fiil ve kabiliyetini ebedîleştirmeye çalışır. Bu duygu, insanda fıtrî olarak vardır. Bu fıtratta bulunan bir insanın, yaptığı bütün iş ve fiillerini, bütün söz ve meyillerini "Kirâmen Kâtibîn" adlı meleklerin yazdığını, ebedî âlemde kendine ve başkalarına göstermek üzere kaydettiğini îmanla bilmesi; ona ne derece sevinç ve huzur vereceği, ruhunu genişletip kalbini ferahlatacağı açık bir hakikattır. 2. İnsanın en kıymetli varlığı ruhudur. Ölüm esnasında bu kıymetli varlığın mahvolup yok olması, hiçliğe gitmesi, hiç şüphesiz insan için azabların en büyüğü, acıların en dehşetlisidir. İşte insan, bu büyük acıdan ve dehşetli endişeden meleklere îman şuûru ile kurtulabilir. Çünkü îman, ona, vefatı esnasında en kıymetli varlığı olan ruhunun Azrâil (as) gibi vazifeli bir memurun eline emanet edildiğini, asla kaybolup yok olmadığını bildirir. 3. Herkesin istisnasız gireceği kabir ve mezardaki yalnızlık, karanlık, darlık, soğukluk, hapislik vahşetinden ve ümidsizliğinden insanı Münker - Nekir meleklerinin arkadaşlığı kurtarır. Onlarla sohbet eder. Kalb ve kabir, bu sayede genişler, ısınır, nurlanır, ruhlar âlemine pencereler açılır. 4. İnsan, zaman zaman gurbetlere düşer, sevdiklerinden, tanıdıklarından ayrı, kimsesiz, yapayalnız kalır. Bu gurbet, maddî olabileceği gibi mânevî de olabilir. Kişinin inanç ve fikirlerini kendinden başka paylaşacağı hiç kimse bulamaması, herkesin kendisine zıd ve düşman olduğu bir muhitte yaşaması mânevî bir gurbet hâlidir. Bu sıkıntı ve yalnızlıklar içinde dünya o kişinin başına yıkılacak gibi olur. Bu durumda da yine meleklere îman şuûru imdada yetişir. Kâinatı ve o şahsın karanlık dünyasını aydınlatır, şenlendirir, melekler ve ruhanîlerle doldurur. ċlemini sevinçlerle güldürür. Onu yalnızlık ve vahşetten, kimsesizlik ve dehşetten, cemiyette kimse tarafından dinlenilmemek ıstırabından kurtarır. "Cemiyette kimse senin müsbet fikir ve inançlarını dinlemez ve kabul etmezse sen sakın üzülme! Melekler dinler, ruhanîler kulak verir. Sana yine sevab meyvelerini kazandırır" der, teselli eder.

Cin ve Şeytanlar

Cin ve şeytanlar , saf ateşten, yani, dumansız ateş alevinden yaratılmış ruhanî varlıklardır. Cinler de melekler gibi görünmeyen gizli varlıklar olup çeşitli suret ve şekle girmeye ve zor işler başarmaya muktedir, fakat cins ve mahiyet bakımından meleklerden ayrı yaratıklardır. Cinler arasında da insanlar gibi evlenme vardır. Onlar da Allah'a îman ve ibâdetle mükelleftirler. Bâzıları isyankâr olup kâfir, bâzıları da itâatli mü'mindirler. Ancak şeytanların hepsi isyankâr ve kâfirdirler. Sırf şer işleyen, insanları yoldan çıkarmakla meşgul olan varlıklardır. Şeytanların mü'mini ve itâatlisi yoktur. Cinler, Allah'ın izni ve hükmü olmadan hiç kimseye ne iyilik, ne de kötülük yapabilirler. Cinler gaybı bilmez, Allah'ın Peygamberlerine bildirdiği İlâhî vahye muttali olamazlar. Cinler insandan evvel yeryüzünün idare ve tedbirini görmekle vazifelendirilmişlerdir, ancak yeryüzünde çok kötülük yaptıkları, fesad çıkardıkları için, sonunda bu görevden azledilmişlerdir. Yerlerine, insanoğlu tayin edilmiş, yeryüzünün sâhipliği makamına getirilmiştir. Peygamberimiz, insanlara olduğu gibi cinlere de elçi olarak gönderilmiş, tebliğ vazifesini cinler arasında da yerine getirmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de Cin sûresinde bu husus, açık bir şekilde beyan buyurulmuştur.

Meleklerin ve Şeytanların İnsan Davranışlarına Te'sirleri Var mıdır?

İnsan, yaratılış bakımından, madde ve ruhtan teşekkül eder. Maddî cephesini, fizikî görünüşü olan bedeni ve onun tabiî ihtiyaçları; mânevî cephesini de, mâhiyeti bilinmeyen ruhu ve aklı teşkil eder. Bu yaratılışının neticesi olarak, yüce Allah, insana iki türlü duygu vermiştir.

CİBRÎL HADÎSİ

Hz. Ömer (ra) anlatıyor: "Bir gün biz, Hazret-i Peygamber'in (asm) yanında bulunurken huzur-u Nebevîye, üzerinde yolculuk eseri görünmeyen, hiçbirimizin tanımadığı bir adam geliverdi, Peygamberimizin ta yanına oturdu. Diz kapaklarını O'nun diz kapaklarına dayadı. Ellerini dizlerine koydu ve: - Ey Muhammed, bana İslâm'dan haber ver? dedi. Allah'ın Resûlü buyurdu ki: - İslâm, Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in (asm) Allah'ın Resûlü olduğuna şehadet etmen (Kelime-i Şehadet), namaz kılman, zekât vermen, Ramazan ayında oruç tutman, (yol bakımından gücün yeterse) hac etmenden ibarettir. - Doğru söylüyorsun, dedi. [Ömer diyor ki: "Biz buna hayret ettik. Hem soruyor, hem de Peygamberi tasdik ediyordu."]. Adam devam ederek: -Bana îmandan haber ver, dedi. Allah'ın Resûlü buyurdu ki: -İman, Allah'a, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine, âhiret gününe ve bir de hayır ile şer (her şey)'in Allah'ın takdîri ile olduğuna inanmandan ibarettir. Adam: - Doğru söylüyorsun, dedi ve devam ederek ilâve etti: - Bana ihsandan haber ver? Allah'ın Resûlü bu suâle de: - İhsan, Allah'a, görür gibi ibâdet etmendir. Her ne kadar sen onu görmesen de O seni görür, buyurdu.


MELEKLER KİŞİNİN İYİLİK VE KÖTÜLÜĞÜNÜ NASIL YAZARLAR?

Hz. Süfyan bin Uyeyne'ye: "Bir insan, bir işi yapmaya niyet eder, sonra yapmazsa, o kimse o ameli işlemediği halde, Kirâmen Kâtibîn melekleri nasıl yazarlar?" diye sordular. Cevaben buyurdu ki: "İnsanın iyiliğini ve kötülüğünü yazan melekler gaybı bilmezler. Lâkin güzel ve hayırlı bir amel yapmayı kalbinden geçirince, kişiden misk gibi güzel kokular yayılır. Melekler bu kokuyu aldıkları zaman o kimsenin iyilik yapmaya niyet ettiğini anlarlar. Kötülük yapmağa niyet ettiğinde de, kişiden rahatsız edici bir koku yayılır. Bu kötü kokudan melekler o kimsenin kötülük yapmaya niyet ettiğini anlarlar. Güzel amel işlemeğe niyet edince, kul yapmasa da melekler o niyeti yazarlar. Kötülüğe niyet edince ise, o kötülüğü yapmadıkça yazmazlar. Bu, Allah Teâlâ'nın kuluna fazl ve ihsanındandır."
tugba
tugba
En iyi Halayci

Nombre de messages : 317
Age : 40
Date d'inscription : 29/03/2007

http://www.ravda.net

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  gsyasin1905 Lun 4 Juin - 16:12

saol tugba abla bounce bounce
gsyasin1905
gsyasin1905
Vazgeçilmez Halayci

Nombre de messages : 113
Date d'inscription : 19/04/2007

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  Saz Lun 4 Juin - 17:11

Bunlar çok degerli bilgiler, ne yazikki gençlerden nerdeyse hepsi bu bilgilerden haberdar degiller, umarim herkes okur.
Saz
Saz
Admin

Nombre de messages : 575
Age : 39
Yer : [ - BxL - ]
Date d'inscription : 14/11/2006

http://halaya.virtuaboard.com

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  tugba Lun 4 Juin - 18:43

INSALLAH...
tugba
tugba
En iyi Halayci

Nombre de messages : 317
Age : 40
Date d'inscription : 29/03/2007

http://www.ravda.net

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  tugba Sam 9 Juin - 1:14

Melekler amellerimizi nasıl yazıyorlar?

Melek dendi mi çoğu insanın aklına, öncelikle, sevap ve günahları yazan melâikeler gelir. Bunlar meleklerin sadece bir şubesi.

Çok karşılaştığımız bir sahne: Bakarsınız, karşınızda tereddüt dolu bir çehre. Bakışlarda hayret ve şaşkınlık iç içe. Bir sorusu olduğunu hemen anlar ve kendisine fırsat verirsiniz. “Bir noktayı merak ediyorum da...” der ve sorusunu yerleştirir: “Melekler bizim amellerimizi nasıl yazıyorlar?”

O söylemese de siz, bu sorunun arkasında, “Acaba meleklerin kâlemleri ne marka?”, “Mürekkepleri ne renk?”, “Amelleri daktiloyla mı yazıyorlar, yoksa bilgisayara mı kaydediyorlar?” gibi bir mânâ hissedersiniz. Ve kendisine meleklerin ayrı bir canlı türü olduğunu, insanlara benzemediklerini, yazmalarının ve kaydetmelerinin de bizim tahminlerimizin çok ötesinde olduğunu anlatırsınız. Ve kendisine biraz ışık tutmak niyetiyle, teyp bandından, fotoğraf makinesinden, kara kutudan söz edersiniz. “Bunlar da kaydediyorlar, ama ne kâlemle, ne de daktiloyla” diye eklersiniz.

Bir şey anlamış olmanın ümit ışıkları gözlerinde hafifçe belirmiş olarak yanınızdan ayrılır. Ve siz kendi iç âleminizde meselenin muhasebesini yaparsınız: Bundan önceki asırlarda ne bant vardı, ne fotoğraf makinesi, ne televizyon, ne de kara kutu. Ama o asırların insanları, amellerini meleklerin kaydettiğine bu asrın insanından çok daha fazla inanıyorlardı. Bunun sebebi ne idi?

Sorunuza değişik cevaplar verir ve sonunda şu cevapta karar kılarsınız:
“Onlar, Nefsini bilen Rabbini bilir. sırrına ermişlerdi. Ve bu sorunun en güzel cevabını da yine kendi nefislerinde bulmuşlardı; hafızalarını dikkate alarak.”

İnsan hafızası da sesleri, görüntüleri zapt ederken bizim sözünü ettiğimiz âletlerin hiçbirini kullanmıyordu. Hafızanın rahatlıkla yaptığı bir işi, Allahın vazifeli bir meleği de yapabilirdi.
tugba
tugba
En iyi Halayci

Nombre de messages : 317
Age : 40
Date d'inscription : 29/03/2007

http://www.ravda.net

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  tugba Dim 10 Juin - 22:54

Melekler, Adem’e(as.) nasıl secde etmişlerdir. Secde etmeleri ne türden bir secdedir?

Bu secdenin, bizim anladığımız manada, alınlarını yere koyma şeklinde bir secde olmadığı açıktır. Secde, İlâhî emirlere itaat etmenin en ileri seviyede bir göstergesidir; tevazuun da son sınırıdır. Şu koca kâinat şu âciz Âdemoğlunun hizmetine verilmiş ve insan, büyük bir ilâhî ihsan olarak arza halife kılınmıştır. Âdem’e secde hâdisesinin hakikati, bu ilâhî takdirin melekler alemine ilân edilmesidir.

Bu secde bir ilâhî emirdir; Âdemoğlunun melekler ve cinler üzerindeki üstünlüğünün ilânı yanında melekler için de bir ibadet teklifidir. Allah nasıl emretmişse, onlar da o şekilde secde etmekle mükelleftirler.

Adem’e secde, bir İlâhî emrin yerine getirilmesi cihetiyle, gerçekte, Allah’a yapılmıştır.

Biz de namaz kılarken kıbleye döneriz. Eğer Kâbe’nin yanında isek, yüzümüzü ona çevirerek ibadetimizi öylece yapar, secdeye kapanırız. Bu secdemiz görünüşte Kâbe’ye, hakikatte ise Allah’adır.
tugba
tugba
En iyi Halayci

Nombre de messages : 317
Age : 40
Date d'inscription : 29/03/2007

http://www.ravda.net

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  gsyasin1905 Lun 11 Juin - 12:50

sagol tugba abla...
gsyasin1905
gsyasin1905
Vazgeçilmez Halayci

Nombre de messages : 113
Date d'inscription : 19/04/2007

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  tugba Lun 11 Juin - 21:51

birsey degil yasincim,allah razi olsun okuyorsun yaaa
tugba
tugba
En iyi Halayci

Nombre de messages : 317
Age : 40
Date d'inscription : 29/03/2007

http://www.ravda.net

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  gsyasin1905 Mer 13 Juin - 11:26

VALLAH tugba abla hepsini okuyamadim ilk yazdiklarin baya bi uzundu ikincisini okudum sadece...
gsyasin1905
gsyasin1905
Vazgeçilmez Halayci

Nombre de messages : 113
Date d'inscription : 19/04/2007

Revenir en haut Aller en bas

MELEKLER Empty Re: MELEKLER

Message  Contenu sponsorisé


Contenu sponsorisé


Revenir en haut Aller en bas

Revenir en haut


 
Permission de ce forum:
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Ne ratez plus aucun deal !
Abonnez-vous pour recevoir par notification une sélection des meilleurs deals chaque jour.
IgnorerAutoriser